Son altı ayda yaşanan Türk karasularında meydana gelen üç deniz kazası bir gerçeği ortaya çıkardı. Gemilerin P&I (koruma ve güvence) kulüp sigortalarının olması çevreyi de devletin kesesini de güvence altına almıyor.

Türk armatörlerine ait üç yaşlı kuru yük gemisi karaya oturmaları ve ikiye bölünmeleri sonucu Türk karasularında deniz kirliliğine neden oldu. Kazaların ortak noktası üç geminin de P&I sigortalarının Hollanda merkezli Raets Clup tarafından yapılmış olması. Bir diğer ortak nokta ise Kulübün, bazı durumlarda gemilerden kaynaklanacak üçüncü şahıslara karşı sorumlulukların sigorta poliçelerinde teminat dışı bırakması.

İlk önce 7 Eylül 2009 tarihinde Kamboçya bayraklı “Kramco” Kilyos açıklarında fırtına nedeniyle ikiye bölündü. 1968 yapımı 3479 dwt’luk kuru yük gemisi Kramco’nun boş olması daha büyük çevre kirliliğine neden olmaması açısından bir şanstı. Kazanın ardından geminin sigorta poliçesisin, böyle bir kaza sonrası çevreye verebilecek zararları ve enkazın kaldırılma masraflarını kapsamadığı ortaya çıktı.

Bu kazanın ardından Ocak 2010’da ise aynı kulüp tarafından sigortalanmış iki gemi iki gün arayla karaya oturdu.  17 Ocak Pazar günü kötü hava koşulları nedeniyle ambarlarındaki yükü kayan ve bunun sonucunda İğneada yakınlarında karaya oturtulmak zorunda kalan “Ertuğ” gemisinin ambarlarında bulunan bakır, kurşun ve çinkodan oluşan yükler denize döküldü.

İki gün sonra ise 1978 yapımı Orçun C adlı 16.950 dwt’luk kuru yük gemisi Güven Burnu’nda karaya oturup ikiye bölündü. Boş olan geminin yakıt tanklarından yaklaşık 90 ton mazot ve 30 ton makine yağının denize sızdığı belirtildi. Denize dökülen yakıtın temizlenmesini Mare Deniz Temizlik Hizmetleri üstlendi ve hemen çalışmalara başladı. Ancak temizleme maliyetlerini kimin karşılayacağı konusunda armatör veya sigortacı tarafından hala bir açıklama gelmedi. Çünkü Orçun C’nin de total loss diye tabir edilen geminin kurtarılamayacak şekilde kaza geçirmesi sonrası üçüncü şahıslara karşı yaratabileceği zararları sigorta poliçesinde teminat dışı bırakılmış. Nedeniyse geminin yaşlı ve kondisyonunun iyi olmaması.

Temizlik masraflarını karşılayabilir

Raets Marine’in Türkiye’deki muhabirliğini yapan Omur Marine Genel Müdürü Avukat Ahmet Can Bozkurt, Hollandalı kulüpten bugüne kadar herhangi bir açıklama gelmediğini söylüyor. Oruç C’nin P&I Kulüp sigortasının olduğunu ifade eden Bozkurt, “Sigortacı, son sörveyinde geminin kondisyonunu iyi görmediğini ve olası bir toplam kayıp durumunda doğabilecek hasar ve masrafları karşılamayacağını poliçesine yazmış. Yani total lose durumunda oluşabilecek çevre kirliliğinin giderilmesi ve gemi enkazının kaldırılması poliçe dışında tutulmuş. Bundan önceki Kramco kazasında da benzer bir durum vardı ancak Kulüp bazı temizlik masraflarını üstlendi. Prestij açısından bu olayda da bazı temizlik masraflarını karşılamak isteyeceklerini düşünüyorum” diye konuştu.

Poliçeler denetlenemiyor

Türk boğazlarından geçecek olan gemilerin meydana gelebilecek kazalar ve oluşabilecek çevre kirliliğinin tazmini için P&I kulüp sigortası yaptırma zorunluluğu bulunuyor. Bu poliçeler geçiş öncesi Boğaz idaresine ibraz edilmek zorunda ancak ibraz edilen poliçelerin kapsadığı teminatlar tam olarak tespit edilemiyor. Poliçelerin kontrol edilememesi 2006’da yürürlüğe giren 5312 sayılı  “Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesi, Acil Durumlarda Müdahale ve Zararların Tazmini Esaslarına Dair Kanun”un uygulanmasında da aksaklık yaratmış oluyor. Son meydana gelen üç kaza sonrasında yaşanan sıkıntılar en çarpıcı örnekler oldu. 

Editör: TE Bilişim