Uluslararası Deniz Ticaret Odası (ICS), tarafından Stolt Valor tanker kazası ile ilgili olarak Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) MEPC 64 Dönem Toplantısına, MEPC 64/INF.30 no’lu belge ile “ILO/IMO’nun Bir Deniz Kazası Durumunda Gemi Adamlarına Adil Davranılması Yönergesi”’ne uygun olarak davranılmasını içeren kaza raporu sunuldu.

ICS raporunun DTO tarafından  gerçekleştirilen çevirisini aşağıda sunuyoruz:


Stolt Valor Kazasına İlişkin MEPC 64’te ICS Müdahalesi

Kısa Arka Plan

Deniz Acil Yardımlaşma Merkezi (MEMAC) ve Deniz Çevresinin Korunması Bölgesel Örgütü’nün (ROPME) MEPC 64/INF.30’u Stolt Valor kazasının özet bilgisini sağlamaktadır. Kaza, ROPME Deniz Bölgesi’nde meydana geldi ve önergede “Çok Tehlikeli HNS Kazası” olarak sınıflandırıldı.  Rapor, esas olarak Metil Tersiyer Bütil Eter (MTBE) ve Isobutyraldehyde (IBAL) olmak üzere insan hayatını ve deniz çevresini tehdit eden önemli miktarda HNS’in denize sızdığını iddia ediyor.

ROPME/MEMAC tebliği, bu vahim kaza ve Bahreyn Krallığı tarafından kazazedelerin Bahreyn’de ASRY’ye “sığınma limanı” olarak girmesine izin vermek üzere hazırlıklar yaptığı 15 Mart’tan 29 Nisan 2012’ye kadar olan müteakip olayların bir özetini veriyor. Bu önerge ile kazanın taşınan yükün doğası nedeniyle tüm ROPME Deniz Bölgesi’ne yıkıcı bir ekonomik felakete yol açabilecek ciddi bir tehdit oluşturduğunu salık veriyor. Ayrıca, “Gözlemler ve alınan başlıca dersler” başlığıyla eklenen kısımda şunlar katı bir dille eleştiriliyor:

•Kaptan ve mürettebat
•Kurtarma şirketi ve kurtarma ekibi
•Sigorta kulüpleri (The P&I Clubs)
ICS, ayrıca, MEMAC’ın Stolt Valor’ün kaptanı ve başmühendisi hakkında bölgesel düzeyde bir tutuklama emri talep ettiğinden ve uluslararası düzeyde bu iki zabit için bir tutuklama emrini INTERPOL’e teslim etme sürecinde olduğundan haberdar edildi.

MEPC 64 için ICS Müdahalesi Taslağı

MEPC 64/INF.30’u ilgiyle okuyan ICS, bildirilen bazı bilgilerin ICS tarafından gelişimi gözlemlenen olaylardan önemli derecede farklı olduğundan endişe etmekte. ICS, bilhassa önergenin 12-18 paragraflarında yapılan gözlemlere dair ciddi kaygılara sahip.

ICS, kazanın sığınma limanına giriş izni alması için ROPME tarafından temsil edilen kıyı devletlerine olan mükerrer taleplerin reddedildiğinden ve 25 Haziran’a kadar (ilk kazadan sığınma limanına ulaşmak için geçen 100 günlük bir süreç) Bahreyn’de ASRY’ye 3 gün sonra ulaşan gemi ile birlikte bir sığınma limanına giriş için resmi iznin verilmediğinden haberdar.

ICS, bu aşırı yanıt verme süresinden son derece endişeli ve “Yardıma Muhtaç Gemiler için Sığınma Yerleri Üzerine Yönergeler”’in (Karar A.949(23) tam olarak uygulanmasındaki açık ihmali sorgulamaktadır.

Sığınma yeri daha çabuk sağlanmış olsaydı, kalan yükün ve yakıtın taşınması daha güvenli ve çevreye daha az risk yaratacak şekilde süratle gerçekleştirilebilirdi. Kurtarma ekibi, bu koşullarda, dalgaların 6 metreyi bulduğu ve bunun kaçınılmaz olarak gecikmelere neden olduğu açık denizde bu tehlikeli faaliyetleri yürütmeye zorlandılar.

Bu süreçte, gemi ve kalan yük ile yakıtın çevre kirliliği oluşturmasını engellemeye çabalayanlar bazı bölgesel askeri güçler tarafından taciz ve tehdit edildi. Bu zorlu koşullara rağmen, tüm kaza sürecinde gemiden hiç akaryakıt sızıntısı olmadı. Bu, süreci daima denetim altında tutan gemi sahiplerinin, uluslararası kurtarma grubunun (Smit) ve yerel kurtarma grubunun (Saudi Aramco) planlama yaptığının ve sıkı çalıştığının bir kanıtıdır. Uzman değerlendirmeleri, yük yanık miktarının geminin sarnıçlarından gerçekleşen tüm yük kaybını açıklamak için yeterli olduğunu belirtiyor.

ICS, Stolt Valor’ün kaptan ve başmühendisi için olan bölgesel ve uluslararası tutuklama emirlerini anlayışla karşılıyor.

Uygun bilgi, ilgililere rahatlıkla sağlandı ve gemi sahibinin zararına kaptan ve başmühendis ile tarafsız yargılama içerisinde görüşme yapmak için alternatif düzenlemeler önerildi ve geri çevrildi. Bu nedenle, tutuklama kararlarının çıkarılması tümüyle gerekçesiz gözükmektedir.

Talep edilen bu tutuklama kararları ile hangi cezalarının ilişkilendirileceği açık değil. ICS, belirli zabit ve personelin ilerideki uluslararası istihdam fırsatlarının belirli bir suçlama veya kanun ihlaline dayandırılmayan kararlar tarafından tehdit edilmesinden duyduğu endişeyi ifade ediyor.

ICS’in, gemi zabitliğinin bu şekilde suçlanması durumuna dair ciddi kaygıları vardır. Mürettebatın gemiyi terk etmesinin doğru bir karar olduğu açık; tahliye tamamlandıktan kısa bir süre sonra gerçekleşen daha büyük bir patlamada şüphesiz başka can kayıpları da olacaktı. Kurtarma grubunun gerekli tüm bilgilere sahip olduğu ve acil ihtiyacın yangınla mücadele olduğu düşünüldüğünde mürettebatın Bahreyn’de kalıp kurtarma operasyonuna yardımcı olmasına yönelik bir ihtiyaç yoktu.

Sonuç olarak, ICS; Komiteyi tüm devletlerin ILO/IMO “Bir Deniz Kazası Durumunda Gemi Adamlarına Adil Davranma Yönergelerini” tam olarak uygulamasının önemini vurgulamaya ve insan hayatının ve deniz çevresinin korunmasının yararına vakit geçirmeden bir sığınma yeri sağlamaya kuvvetle sevk ettiğini belirtmektedir.


Editör: TE Bilişim