BİR YIL DAHA BİTTİ YİNE Değerli arkadaşlar,yaklaşık 2 yıldır bu sitede yazılarım yayınlanmakta,bunların çoğunu sevdiniz olumlu görüşleriniz ile beni yüreklendirdiniz,bazılarınız az da olsa eleştirdiniz ve bana katkı sağladınız .Hepinize şahsıma gösterdiği

BİR YIL DAHA BİTTİ YİNE

Değerli arkadaşlar,yaklaşık 2 yıldır bu sitede yazılarım yayınlanmakta,bunların çoğunu sevdiniz olumlu görüşleriniz ile beni yüreklendirdiniz,bazılarınız az da olsa eleştirdiniz ve bana katkı sağladınız .Hepinize şahsıma gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim.

Yılın bu son günü ,ağır yazılar ile sizleri sıkmamak için karşınıza başka bir kimlik ile çıkmayı istedim. Aşağıdaki şiirleri (ne kadar şiir denir bilmem,ben yazdığım yıllarda sevmiştim ama şimdi beğenmiyorum,yaş aldıkça insanın değer yargısı da değişiyor)

Bu nedenle içinde deniz,kış,zaman,yaş alma  olan, şiirlerimden seçmeye çalıştım,   Ürettiğim 100'lerce denemeden bazılarını bir demet yapıp sizlere sunuyorum.

Hepinizin yeni yılını kutlar ,sağlık, mutluluk ve huzur dolu günler temenni ederim.   



AKDENİZ

Akdeniz de sahile altın saçlı,ışık oynaşır kumsalda
Atlas bir örtü içinde gümüş balıklar şıkırdamakta
Kumsalda çırılçıplak ay başlı bir kız, kırmızı güneş çekmiş üstüne
Kıvrımlarında beyaz dantel, göğsünde güller açmakta
xxx

Tepemden martı çığlıkları dökülür
Hafif bir rüzgar misafir olmuş,yosun sürer tenime
Bir şarkı yankılanır kayalarda,ritim tutup eşlik eder dalgalar
Sere serpe uzanmış bedenler ve ateş elbiseli kızlar sevda sunarlar güneşe
xxx
Denize aşık yeşil çamlar el uzatırken maviye
Kıskanç şelaleler bağrına hançer saplarken bu sevgilinin
Köpürmüş deniz,haykırır isyan edercesine
Kuytuda mahcup bir beden,her şeyden habersiz su sarmış üstüne
xxx

Ufukta yelkenliler,çekmiş beyazları,balerin inceliğinde
Raks eder dalgalarla,bilmeden aşkını çamların bu sevgiliye
Kırmızı güneş elbiseli kız,sevdasını koymuş şişeye,içer bade diye
Kız sarhoş,çamlar sarhoş,Akdeniz sarhoş, çırpınır durur bu gün  yine.

Harun Yazıcı 2004


HAZAN

Mevsim hazan,iskeleden mendil sallanan yaz'dı
Özlemiş baharı, bu senede habersiz kaçtı
Yazı yollarken sevdalısı bahar'a  
Çaresiz hüzün düştü yaz'a aşık hazan'a

xxxx
Üzüldü doğa,üşüdü,titredi,ürperdi
Gün sabırsızlaştı uzun uzun bekleyemedi geceyi
Yaza inat parladı tüm solgun renkler
Ağlasa da kahrından gözü yaşlı kara bulutlar

xxxxx
 
 Kabullenemedi bu hüznü ormanlar,vede yeşil urbalı ağaçlar
Çıkardılar harmanilerini giymek için kahverengi,kırmızı,sarı ve morlar
Renklendiler,allanıp pullandılar,oysa herkes yeşili can sandılar
Düğünüydü bu ağaçların,soyundular ,kar beyazı çarşaflarda gerdeğe yollandılar

HARUN YAZICI 2003



NİLÜFER ÇİÇEKLERİ

Yeşil bir örtü üstünde beyaz yakamozlar işli
Ayın şevki yakmış suya yazılı beyaz cümleleri
Küçük bir kızın aşkı düşmüş suya,değdiği her yerde beyaz nilüfer çiçekleri
Attıkça kalbi suyun ,ufak dalgalarda yakamozlar oynaşır
Gergefinde bu küçük kızın ilmik ilmik sevdası işli
Gecenin serinliğinde ılık bir rüzgar suda okşarken beyaz nilüferleri
Ayın tebessümü aydınlatmış atlas örtüleri
Bir şarkı takılmış cılız dallarına nilüfer çiçeklerinin
Estikçe rüzgar dalardan suya düşmüş aşk şarkıları

Harun YAZICI 2004

 


 
PAZARA YAŞ DÜŞTÜ

Dün gece sabaha kadar yaşlarımı doldurdum bir çuvala
Birini bulup hepsini üçe beşe bakmadan satmak için pazarda
Gün boyu dolandım durdum oradan oraya
Nafile kimse dönüp bakmadı bile bu eski çuvaldaki yıllara
xxxx
Oysa ne kadar kıymetliydi benim için bu yıllar ve de yaşlar
Ne sevdalar vardı roman konusu,ne neşeler vede acılar
Dolu dolu yaşadığımı sandım,yoksa boşmuydular
Bir sigara nefesi kadar kısa ömrüm ve yıllarım, hissetmeden dört nala koştular  
xxxx



Bu kadar yaşlanmasaydım satarmıydım yaşlarımı almak için çocukluğumu geri
Harcarmıydım hatıralarımı ve zamana yenik heyecanlarımı
Yaşanacak yıllarım olsa satarmıydım yaşadıklarımı
Kızmayın bana yıllarım,küfretmeyin,kınamayın acizliğimi

xxxxxx

Umudumu yitirip yaşlarım sırtımda dönerken eve
Çaresiz,güçsüz,kimsesiz bir çocuk talip oldu yaşlarıma
Kurtulmak için ezilmişliğinden büyüyüp veda etmek istiyordu çocukluğuna
Sattım ona çuval dolusu yıllarımı sadece ama sadece küçük bir çocukluğa

HARUN YAZICI 2003



BOGAZ'DA AŞK

Asılmışım küreklere,bir yaz akşamı Göksu'dan karşı sahile
Bu köhne sandal da yalnızca bedenim,ruhum ve sevdam beynimde
Kulaklarımda rüzgar şarkı söyler acem-aşiran,nihavent yada segah
Hüzzam için  vakit çok erken daha yeni doğdu sabah


Tepemde çığlık,çığlık beyaz martılar anlamsız haykırışlarda
Kıskanırlar sohbetimi bu ummanda balıklarla
Karşıyaka da erguvanlar,kestane ağaçları ve çamlar
Tam tavımdayım,dem almışım hayattan,aşüfte ruhum raks eder koylarda

Ruhum dışarıdan bakıp kahkahalarla gülerken bedenime,
Esiri olduğum sevdam,artık o hükmeder bu garip beynime
Daha sabah ,ama olsun,sarhoşuyum bu sevdanın
Yakamozlar,mehtap ve köşede bir kaç şişe şarap hazırlığında gecenin

Yanımdan geçen balıkçılar ,köhne takalar umut taşırlarken akşama
Sarhoş olmuş boğaz içi vapuru yalpalar durur bir o yakadan bu yakaya
Küçük suda,kıyıda  iki liseli aşık el ele ,dudak dudağa,sarmaş dolaş
İskelede yaşlı bir adam,iki büklüm yaşanmamış hayatı bekler bin bir telaş

Boğazdayım,dem tutmuşum,aşk sarhoşuyum,elde kürek sevda çekerim
Bakarken akşamdan kalmış mahmur beyaz yalılara vede hamaklarda ki şuh kahkahalara
Kalpazan aşıkların tedavüldeki sahte aşklarına kahreder,of çekerim
Dilimde  bir şarkı,makamı saba,seyir ederim boğazda,bir kere binmişim dalgalara.


Harun Yazıcı 2002




HATIRA

Gençliğim ile kol kola,çocukluğum elimde
Hatıralarımı ararım ıslak Arnavut kaldırımlarında
Ah şu gözlerine mil çekilmiş ,beli iki büklüm eski ahşap evler
Ne aşklara tanıksın sen ne neşelere,ne acılara,
Kelimeler hala duvarlarında,Ud'dan çıkan nameler takılı kalmış pencere pervazlarına
Dedem konuşur sanırım sanki esen rüzgarda
Ah yaşlı erik ağacı,ben az mı Portakal topladım dallarından karlı kış günlerinde  
Dedem asmıştı suyu kaçmış  kollarına,çocukluğum sevinsin diye
Az mı incittim seni,az mı hırpaladım,ama sen hiç kırılmadın bana
Bak çocukluğum yine dallarında sallanır,sen yine eriklendirirsin beni
Niye hüzünlü bu terk edilmiş bahçe,niye virane
Sünnetime bile tanıksın sen,niye bu yabancılık
Niye bu suskunluk,ölümü beklercesine birlikte
Gençliğimle kol kola ,çocukluğum elimde ,vuslatsız aşklarımı ararım bu virane bahçelerde  
Şimdi ne Pehlivan var  ,nede dilsiz Abanalı deli Mehmet  
Nede Pehlivanın her gün gizlice çaldığım köhne  sandalı
Ben cılız kollarımla ne aşklar taşıdım o sandalda,kuruyup zamana yenik düşen Göksu da
Şimdi olsa utanırım ,çünkü dedem yatar kıyılarında
Çocukluğum,gençliğim neden bıraktınız beni,yoksa sizlerde mi yabancısınız artık bana
Nerede yaşam resmimdeki eski maviler,kırmızılar,yeşiller
Neden artık tüm renkler,gri,siyah ve beyaz
Ressam mı acemi yoksa artık renkler de mi küskün bana

Harun Yazıcı 2000



UÇURTMA

Bir uçurtma olsam Baharda, allı morlu,püsküllü
Tutsam küçük bir çocuğun elinden,eserken kavak yelleri
Özgür olsam ,alabildiğine özgür,uçuk,kaçık ,çocuksu
Yükselsem yer çekimine inat,uçsam,uçsam,tutsun beni sadece minik çocuk elleri
XXXX
Baş kaldırsam,kükresem,coşsam,sallasam püsküllü kuyruğumu
Çıkıp yükseklere,dağıtsam kara bulutları,kuş gözü,çocuk görsem insanları
Binsem rüzgara ,özenip kuşlara,el atsam güneşe,yakalasam çocukluğumu
Firar etsem,hayal olup dalsam düşlere,kaçsam,tutsun beni sadece minik çocuk elleri

Harun yazıcı 8 mayıs 2007




YALNIZ ADAM


Yalnızım bu koca şehrin kalabalığında
İçimdeki ses ve yalnızlığım bir tek bana arkadaş
Yollarda önüme düşen gölgem ben ,ve ben gölgem gibi
Geride ayak izlerim ve zaman sanki koca bir dağ

XXXXX

Yine akşam oldu ,siyah bürüdü her yanı,şehir yine uykuda
Gündüzün matemi gibi sessiz ve kimsesiz
Şehrin gölgesi düşmüş boş sokaklara
Yanımda sadece sen ve hep sen yalnızlığım

XXXX

Soğuk bu gece,gavur ayazı,içim geceden de soğuk, buz gibi
Ruhum sızlıyor ,bilmem bu kaçıcı paket,kaçıncı sıcak nefes
Artık sigarada vız geliyor,doldur boşalt kadehlerde
Onlarda gidici tıpkı senin gittiğin gibi,bir bakıyorsun tütün bir bakıyorsun duman
XXX
Güvercinler tünemiş saçaklara gündüzün tokluğunu sindirmekte
Sabah ona mısır atan çocuk aç,soğuktan büzüşmüş kaldırımda
Bir güvercin bile olamadım ya ben ona yanarım bu şehirde
Kuşlar hep kalabalık,hep iç içe ve birlikte
XXXX
Gün ağarıyor,yine soğuk ve kimsesiz bir gecenin sonu
Minareleri konuşuyor camilerin sabahın sessizliğinde
Bak bir gün daha eklendi sensizliğime
Yine içimdeki ses ve yalnızlığım kol kola merhaba diyorum güne
XXXX


Birazdan uyanacak bu koca şehir derin uykusundan
Caddelerde adımlar bir o yana bir bu yana
Benimse ne yönüm var ne istikametim bu şehirde
Yine yalnızım,yine yalnızım sensizliğimle


Harun YAZICI 2005



ZAMAN

 Sen yılında,sen ayında
 Sana beş kala,seni 10 geçe
 Sen akrep,sen yelkovan
 Hayatımdan gelip,geçen zaman
 Bense sana ya geç Ya da erken

 Harun Yazıcı 2012