Levrek ve çipuranın suçu yok, çevreyi asıl orkinos kirletiyor 
 
Yaşar Topluluğu Onursal Başkanı Selçuk Yaşar, son yıllarda orkinos tesislerinin yol açtığı çevresel sıkıntıların giderek arttığını savunarak, “Günümüzde çipura ve levrek üretim tesisleri ülke genelinde çok büyük bir oranda disipline edilmiş olmakla beraber aynı durum orkinos tesisleri için söz konusu değildir. Aslına bakarsanız orkinos tesisleri, balık çiftliği değildir” dedi.

Üretim değil besicilik

‘Kültür Balıkçılığı Hakkındaki Gerçekler’ başlıklı yeni kitabında, Pınar Grubu’nun balık üretimine girişinin sebeplerini anlatan Selçuk Yaşar, orkinos ile levrek ve çipura çiftlikleri arasındaki farklılıkları ortaya koydu. Orkinos tesislerinin balıkları Akdeniz’de yakalayıp ağlarla kıyıdaki kafeslere taşıdığını söyleyen Yaşar, “Daha sonra orkinosları büyüterek satıyorlar. Hiç bir şekilde üretim faaliyeti olmayan bu tesisler sadece besicilik yapıyor” vurgusu yaptı.

Orkinos çevreyi kirletiyor

Yaşar kitabında bu konuda şu görüşleri savundu: “Oysa çipura ve levrek tesisleri bilimsel yöntemlerle hem üretim hem de yetiştiricilik yapıyor. Altını çizmek istediğim bir başka nokta da orkinos tesislerinde yem olarak balık verilmesi nedeniyle çevrenin kirletildiğidir. Bu nedenle kamuoyu çipura ve levrek çiftlikleriyle orkinos tesislerini birbirine karıştırmamalıdır. Bu ayrımı yapmazsak Türkiye’de balıkçılık ilerleyemez. Günümüzde dünyanın önde gelen çevre örgütlerinden Greenpeace de orkinos tesislerine karşı mücadele etmektedir.”

100 liraya yükselir

Günümüzde çipura ve levrek tesislerinin olmaması halinde fiyatların 100 lira düzeyine yükseleceğini belirten Yaşar, şu mesajları sıraladı:

Çipura ve levrek üreten firmalar orkinos tesisleriyle kesinlikle bir tutulmamalı.

Çipura ve levrek çiftlikleri ilgili bakanlıkların talimatları uyarınca kıyılardan minimum 1.1 km uzaklığa taşınmış bulunuyor.

Yürürlükteki kıyıdan uzaklık mesafesi son derece yanlış olup yarattığı maliyetler ve tehlikeler nedeniyle uluslararası piyasada haksız rekabete yol açıyor.

Günümüzde faaliyetlerini modern teknoloji ve uzman personelle sürdüren çipura ve levrek tesisleri çevreyi kirletmiyor. Üretim tesislerinin faaliyetleri ilgili bakanlıklarca ciddi biçimde denetleniyor.

Deniz yüzeyi kirası 500 TL olsun

Selçuk Yaşar şunları dile getirdi:

Deniz yüzeyi kiraları İzmir’de son derece adaletsiz. Çipura ve levrek üreticileri bu konuda hükümet nezdinde haklarını aramalı ve ülke genelinde bir dönüm deniz yüzeyi için 500 TL mertebesinde kira belirlenmeli.

Yerli kültür balıkçılarımız zor şartlar nedeniyle kepenklerini kapatırken Yunanlı, Hollandalı ve Norveçli kuruluşlar ülkemizde kültür balıkçılığıyla ilgili ulusal bir strateji olmadığından zor duruma düşen pek çok Türk firmasını satın alıyor.

Denizdeki kuraklık yüzünden üretti

YENİ kitabında Greenpeace’e göre dünyadaki büyük boy balıkların neslinin yüzde 90 oranında bittiğinin tahmin edildiğini söyleyen Selçuk Yaşar, doğada 1 milyon yumurtadan çıkan larvaların genellikle tek bir tanesinin sağ kalarak yaşamını balık olarak sürdürebildiğini, kültür balıkçılığında ise bu oranın kuluçkahane aşamasında yüzde 30, kafes besiciliği aşamasında ise ortalama yüzde 80 dolayında olduğunu belirtiyor. Yaşar, bu nedenle çipura ve levrek eksenli kültür balıkçılığının dünyanın önümüzdeki 30 yıl içinde karşı karşıya kalacağı ciddi açlık tehdidinin de çözüm yollarından birisi olduğu yorumunu yapıyor.

Balıkçılığa olan özel ilgisi nedeniyle denizlerimizde oluşan kuraklığı 1980’lerin başında tespit ederek uzun süren araştırmalar yaptığını kaydeden Yaşar, yerli ve yabancı uzmanlarla görüşüp 1984 yılında Türkiye’nin ilk çipura üretim ve yetiştirme tesisini kurduğunu vurguladı.

 

Editör: TE Bilişim