ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Cemal Gücü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, enstitünün Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı adına 2 yıl önce başlattığı “Ulusal Balıkçılık Veri Toplama Programı için Karadeniz'de Hamsi Stoklarının Akustik Yöntem ile Belirlenmesi ve Sürekli İzleme Modelinin Oluşturulması Projesi”ne ilişkin bilgi verdi.

Enstitüye ait “RV BİLİM-2” araştırma gemisiyle başlattıkları projenin TÜBİTAK tarafından desteklendiğini belirten ve geçen yılki hamsi sezonu boyunca Karadeniz'e iki sefer yaptıklarını anlatan Gücü, bu yılki hamsi stoğunu belirlemek üzere 30 kişilik ekiple ilk seferlerine çıktıklarını söyledi.

Karadeniz'deki hamsi sayısını belirleyecek araştırmanın, aralık ortasına kadar süreceğini dile getiren Ali Cemal Gücü, şöyle devam etti:
 
“Türkiye'de avlanan balığın yüzde 60'ı hamsi. Proje de o yüzden hamsi üzerine. Projede temel amaç hamsi stoğunun durumunun ortaya konulması. Bu amaç doğrultusunda İstanbul'dan başlayacak araştırmada gemi, İğneada'dan Hopa'ya tüm Karadeniz kıyımız boyunca uydu verileri kullanılarak önceden tahmin edilecek olası alanlar akustik yöntemle taranacak. Hamsi sürülerinin bulunmasının ardından Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü'ne ait proje kapsamında yenilenmiş Sürat-1 araştırma teknesi de araştırmaya katılacak ve iki gemi sezon boyunca hamsiyi izleyerek balık sayımı yapılacak.”

Denizde yapılacak çalışmalara ek olarak kara ekibinin de hamsileri düzenli olarak örnekleyeceği bilgisini veren Gücü, toplanacak veriler ışığında av gücü ile avlanan balık miktarı arasındaki ilişkinin belirleneceğini söyledi. Gücü, bu çalışmayla bir sonraki yıl avlanması gereken toplam hamsi miktarının da tahmin edileceğini kaydetti.

“Av sezonunun uzaması için çalışıyoruz”

Hamsinin büyük bir bölümünün kuzeyde yumurtladığını, havaların soğumasıyla Türkiye'ye geldiğini ifade eden Gücü, “Yoğun sürüler oluşturan hamsinin yüzde 99'unu Türk balıkçısı avlıyor” dedi.

Geçen yılın av sezonunda, 200 bin ton hamsi avlandığını, sezon bittiğinde denizde 70 bin ton civarında hamsi kaldığını belirten Gücü, önceki yıl hamsi stoğunun aralık ayının ortasına gelmeden tükendiğine dikkati çekti.

Geçen yıl, hamsi avının ekim ayı ortalarında başladığını, kasımın ortalarında en yüksek orana ulaştığını ve bir ay sonra da aniden kesildiğini anlatan Gücü, “1980-1970'li yıllarda hamsi avcılığı kasım ayında başlayıp, mayıs ayına kadar devam edermiş. Geçen sene sadece bir ay sürdü. 30 gün içinde ne kadar balık varsa avladık. Bu, balıkçılık yönetimi açısından hoş bir durum değil. Çünkü siz bu kadar çok balığı bir arada avlarsanız piyasayı doyurursunuz. Piyasa doyunca fiyatlar düşüyor ve yakalanan balığın büyük bir bölümü balık unu yağı fabrikalarına gidiyor. Balık unu yağı fabrikalarına gitmesi iyi gibi görünüyor ama pek çok medeni ülke bu yasaklanmış. Bu yıl, bu durumun yaşanmaması, av sezonunun uzaması, yakalanan balık miktarının artırılabilmesi ve sürdürülebilir bir av yönetimi için çalışıyoruz” dedi.

Gücü, deniz çalışmaları sırasında yapılacak hidrografik ölçümlerle, hamsinin kışın kuzeyden Türkiye kıyılarına inerken izlediği göç yollarının ve şartlarının belirlenmesi, biometrik ölçümlerle de Karadeniz'de birbirinden farklı üreme, büyüme ve göç özellikleri gösteren hamsi formlarının varlığının ortaya çıkartılması gibi bilinmeyenlere de cevap verilmesi hedefleniyor.”

“Bu yıl hamsi stoku az”

Türkiye'deki filonun çok güçlü olduğunu anlatan Gücü, “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı çok ciddi bir karar aldı. Gemilerin bir kısmını satın alıyor. Filoyu yarıya indirme planları var. Başarılı olurlarsa balıkçılık açısından faydalarını göreceğimizi umuyoruz” diye konuştu.

Bu yıl hamsi stokunun düşük olacağını tahmin ettiklerini dile getiren Gücü, “Palamutun bol çıktığı senelerde hamside azalma oluyor. Çünkü palamut, dolaylı olarak hamsi üzerinden besleniyor. Bu sene palamut hala çok bol. En son palamut bolluğu 2005'te olmuştu. Tabii onun arkasından hamsi düşük oluyor. Suyun geç soğuması da bunda büyük etken” dedi.

Kasım ayında olunmasına rağmen hamsinin henüz gelmediğini anlatan Gücü, sürülerin muhtemelen oluşmadığını ve kıyılara gelen balığın eskisi gibi akın balığı olmayacağını, bunun da balıkçılığı kötü etkileyeceğini tahmin ettiklerini kaydetti.
Editör: TE Bilişim