Balıkçılar aşırı avlanmadan rahatsız

Sinop-Kastamonu Balıkçılar Birliği Kooperatifi Başkanı Ali Bayrak, balıkçıların denizde balık kalmayıncaya kadar avlanma çabasında olduğunu, aşırı ve bilinçsiz avlanma nedeniyle Karadeniz'de balık türlerinin azaldığını söyledi.

Bayrak, yaptığı açıklamada, hamsi sezonunun yaşandığı Karadeniz'de balıkçıların aşırı avlandığına ve fazla avlanan hamsinin balık unu ve yağı fabrikalarına gönderildiğine işaret etti. "Balık varken tutalım yokken bekleyelim mantığını artık bir kenara bırakmak mecburiyetindeyiz" diyen Bayrak, çok balık tutmanın çok para kazanmak anlamına gelmediğini vurguladı.

Balıkçılıkta arz-talep dengesi olması gerektiğini söyleyen Bayrak, "İhtiyaç kadar tutup piyasasını düşürmeden, belli piyasa dahilinde balık avlayarak dengeli bir şekilde de tüketilmesini sağlamak... Biz bunu istiyoruz. O zaman balıkçılar denizde istikrarı yakalar" dedi. "Karadeniz'de ekonomik değeri olan neredeyse 7 çeşit balık kalabildi" Sürdürülebilir balıkçılık için bütün balık türlerine kota uygulanması gerektiğini, aşırı avlanmanın Karadeniz'de balık türlerini azalttığını dile getiren Bayrak, sözlerine şöyle devam etti:

"Balıkçılarımız kasaladıkları balıkların yanı sıra elbette balık fabrikalarına da balıkları pazarlamaya çalışacaklar ama bu 'balığı bitirinceye kadar tutalım, satalım' anlamındaki mantıkla değil. Bakanlığın bu konuda artık kota uygulanmasını teşvik etmesi lazım. Sadece hamsi akşam 18.00 ile sabah 06.00 arasında tutulabiliyor. Diğer balıklar için kota uygulanmıyor. 20-30 tonluk kamyonlara yüklenen hamsiler dökme olarak balık unu fabrikalarına gönderiliyor. Türkiye'de sürdürülebilir balıkçılık bu şekilde olmaz. Sürdürülebilir balıkçılık olabilmesi için bilinçli, mantıklı, geleceği düşünülebilir şekilde yapılması gerekmektedir. Balığı bitene kadar tutarsanız bunun sürdürülebilirliği kalır mı ? 'Deniz nimettir' diyoruz, denizdeki balığı tüketip dengeyi bozuyoruz." Bayrak, Karadeniz'de ekonomik değeri olan neredeyse 7 çeşit balık kalabildiğine değinerek, "Yıllar önce böyle değildi. Neden olarak bilinçsiz ve sorumsuz avcılık dediğimiz aşırı avlanmayı örnek gösterebiliriz. Ayrıca gelişen teknolojinin balık üzerinde çok büyük etkisi ve baskısı var" diye konuştu.

Son dönemlerde balıkçılıkta gelişmeler olduğunu dile getiren Bayrak, "Yapılan çalışmalar yine de yeterli değil. Türkiye'nin 3 tarafı deniz fakat balıkçılıkla ilgili bir bakanlığın olmaması da bizim ayıbımız. Bazı ülkelerin denize kıyısı yok ama bakanlığı var" dedi. "Balık varken tutalım yokken bekleyelim mantığı..." Bayrak, balıkçıların denizde balığı kovalama yarışına girdiklerini belirterek, "Tüm balıkçılar şimdi hamsi peşinde geziyor. Hamsi nerede, balıkçılar orada. Hamside bazı balıkçılar kasalama yaparken bazı balıkçılar pazar bulamadıkları için dökme hamsi olarak balık fabrikalarına satıyorlar. Kısacası milli serveti değerlendiremiyoruz. Herkes bildiğini ve bildiği kadar avlıyor. Ceza kesilmesi diye bir şey de yok. Suç olan bir şeye ceza keserler. Denizde serbestlik var. Balıkçı istediği kadar balık tutulabiliyor" ifadelerini kullandı. Ali Bayrak, avlanmada kotanın önemine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz yıllarda balıkçılık beklediğimiz gibi olmadı. Bu yıl balık var ama ne kadar devam edeceğini bilemiyoruz. Avlanmada sınır, kota çok önemli. Kotayı da devlet yapacak, devlet uygulattıracak, takip edecek. Sürdürülebilir balıkçılığı devam ettirmek istiyorsak devlet yasal müeyyideler getirmek, uygulamak zorunda. Balıkçılarımız balığın peşinden Abhazya'ya, Gürcistan'a avlanmaya gidiyor. Yani her şartta balığın peşindeyiz, balığı bitiriyoruz. Örneğin kaç yıldır bitmez dediğimiz 'çaça' balığını birkaç yıldır avlayamıyoruz. Bu yıl hamsi var diyoruz ama son iki yıl hamsi avlayamadık. 'Balık varken tutalım, yokken bekleyelim mantığını' artık bir kenara bırakmak mecburiyetindeyiz."

Editör: TE Bilişim