Bursa’da meydana gelen acı olayda ikiz çocuklarını zehirledikten sonra intihar eden Zahide Kahraman’ın eşi Mustafa Kahraman, sosyal medya üzerinden içini döktü. Duygu dolu satırlar paylaşan acılı baba Mustafa Kahraman, eşi ile mutlu bir evliliklerinin olduğunu söylerken yazının sonunda ise ikizlerinin kokusunu almadan bu dünyada yaşamanın anlamsız olduğunu söyledi.

Bursa’nın Nilüfer ilçesinde 4,5 yaşındaki ikiz çocukları Eslem ve Ecrin’i kanepede çizgi film seyrettikleri sırada doğalgaz sobasını açarak zehirledikten sonra kendini de doğalgaz borusuna asarak intihar eden Zahide Kahraman’ın eşi Mustafa Kahraman, o acı günü ve eşi ile tanıştığı günden bu yana yaşadıklarını sosyal medya üzerinde yazdığı yazı ile paylaştı.

Acılı babadan duygu dolu satırlar

Bir anda iki çocuğunu ve eşini kaybeden acılı baba Mustafa Kahraman, olayın meydana geldiği günün sabahında çocukları ile kar topu oynadığını söyledi. Sosyal medya hesabında yaşadıklarını yazan Kahraman, o gün saat 14.20’de evden ayrıldığını, 16 20 civarlarında ise ablasına eşi tarafından atılan ‘Hakkınızı helal edin’ mesajının ardından eve geldiğini belirtti. Acılı baba kapının kilitli olduğunu fark edince camı kırarak eve girdiğini ve acı manzara ile karşılaştığını söyledi. Çocuklarına ve eşine ilk etapta kalp mesajı yaptığını söyleyen baba daha sonra hem eşini hem çocuklarını aynı anda kucaklayarak bir taksi ile hastaneye götürdüğünü belirtti.

Acılı baba mesajında şu ifadeleri kullandı:

"15 yaşındaydık. Çocuktuk daha birbirimizi tanıdığımızda çok sevdik. Ben ortaokuldan çıktım okumadım. Zahide’m ise okudu üniversiteyi kazandı Isparta’yı. Beni bırakıp gidemesin dedim ve beni tercih etti. Ailesi ’çocuğuz daha diye vermezler beni sana’ dedi. Kaçtık yuva kurduk. 18 yaşımızda ailemle oturmaya başladık askerliğim vardı önümde. Askere gitmeden eşim hamile kaldı ilk doktora gidişimizde ilçedeki doktor dedi ki kanama var Balıkesir’e götür hemen. Balıkesir’e gittik oraya gittiğimizde doktorun kanama olarak gördü yerde bir canımın içi daha varmış. Gözün aydın kalp atışları başlamış ikizlerin olacak dedi. Dünyalar benim oldu o gün sevincimden uçtum. İlçemize geri döndük Balıkesir’den. Aradan 1 ay geçti ve askerlik dayandı kapıya. Askere giderken Zahide’m 3 aylık hamileydi. Askere gittim zamanı bir türlü geçiremiyordum. Acemiliğim bitti geldim ilçeme. Eşim 5 aylık olmuştu çocuklarım tekme atıyor mu diye karnını dinliyordum. 6 gün durdum usta birliğine gittim ve çocuklarım ikiz olduğu için 7 aylık oldu. Babalık iznine geldim Balıkesir’e. Hemen eşimin yanına çıktım sarıldım kokladım Mustafa’m çocuklarımızın ciğerleri gelişmemiş yaşamaz diyorlar dedi. Hemen koştum küveze. Askerim diye yoğun bakıma hemen aldılar. Hemşire ’Bil bakalım asker hangisi senin çocukların’ dedi. Mutluyum ya, esmer olanlara baktım bu dedim. Evet dedi. Birini buldum, öbürü dedi onu bulamadım gösterdiler. Elledim kokladım öptüm doktorla konuştum durumları iyiye gittiğini söyledi. Zahide’min yanına çıktım çocuklarımızın durumu iyiye gidiyormuş dedim. 13 gün küvezde kaldılar ve mutlu bir şekilde hastaneden çıktık. Babalık iznim 10 gündü. Ama hastaneden çıkmamız 13 günü buldu. Yavrularım doyamadım için 20 günde gittim çok özlüyordum. Şafağımı bitiremiyordum. Öyle böyle askerliğim bitti. Geldiğimde yavrularım 8 aylıktı. İlçemizde iş sahası olmadığı için 4. günümüzde Bursa’ya taşınmaya karar verdik. Sardık eşyaları Bursa’ya gittik. İşe gittiğimde zaman geçiremiyordum. Yavrularımı çok özlüyordum. Zaman geçti geçti dinlenmeye başladılar. Saat 11’i geçsin baba çiğköfte al gel eve geç kalma diyordu yavrularım bana çok düşkünlerdi çok."

Olay gününü de satırlara döken baba, sözlerini şöyle tamamladı:

"9 Ocak sabahı kaldım saat dokuz baba ’Kardan adam yapalım’ dediler. Babacığım ’kahvaltı yapalım yaparız’ dedim. Kahvaltı yaptık Zahidem’e gel sende dedim. Eldivenleri giydirdik çocuklarımıza kardan adam yaptık. Sonra eve girdik. Haberler diyormuş 7 gündür geçinemiyorlarmış falan. Güzel haber kurmuşlar. Saat 14.20 de hepsini öptüm kokladım işe gittim. Saat 16.20 ablam aradı. Zahide mesaj attı hakkınızı helal edin diyor falan dedi. Hemen aradım Zahide’m telleri açmadı açmadı. Hemen taksiye atlayıp eve gittim zile bastım açmadı. Camı kırdım içeri girdim bu manzarayla karşılaştım. Hepsine kalp masajı yaptım 2 elimle. Üçüne de taksiye atıp hastaneye yetiştirdim. Ama dönmediler. Yavrularımın Zahide’min cansız bedenini morga aldılar. Dünyam yıkıldı. Cenazelerini ilçeme getirdim bugün gömdüm ellerimle. Yavrularımı kendi ellerimle yıkadım onların kırkı çıksın en güzel mezar taşlarını yaptıracağım. Eşten dosttan Allah razı olsun. İkizlerimin kokusunu alamadan yaşanmaz bu dünyada"
Kaynak: iha