AK Parti Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara, büyüyen Türkiye’nin önüne geçilmek istendiğini belirterek, büyük Türkiye’nin eşiğinde olunduğunu söyledi.
AK Parti Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara, son günlerde yaşanan olaylar ve Türkiye gündemiyle ilgili kaleme aldığı yazıda, 15 Temmuz ve küresel güçlerin bölgemizde kurmak istediği yeni denklemler üzerinden değerlendirildiğinde, sistem değişikliğinin kaçınılmaz olduğu kendiliğinden ortaya çıktığını vurguladı.
Türkiye bir eşikte olduğunu kaydeden Adnan Boynukara, “Ya bu eşiği aşıp bölgesel güç olmak için Yeni Türkiye’yi kuracağız ya da bize dayatılan kaderi yaşamaya devam edeceğiz. Türkiye, coğrafyanın kendine dayattığı kader ile mücadele ederek büyümeye, kalkınmaya ve bölgesel güç olmaya çalışmaktadır. Halk iradesinin üzerine vesayet oluşturan güç merkezlerinin dayatmalarıyla mücadele sonucu ortaya çıkan, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, Yeni Türkiye’nin kodlarının oluşturulması açısından önemli bir eşikti. Ancak, sürekli yenilenen vesayet odaklarının baskısı sonucu, Yeni Türkiye fikrinin hayata geçirilmesi engellendi. Son zamanlarda yoğunlaşan sistem tartışmalarının geldiği süreç, bu konuya odaklanmamızı zorunlu kılıyor. Sistem değişikliğinin rejim değişikliği olmadığını, ülkenin kalkınması, büyümesi ve gelişmesi için bir aşama olduğunu görmekte, belirli çevrelere Augustus eşiği ve emperyal çevirim kavramlarını anlatmakta yarar var” dedi.
Boynukara açıklamasının devamında, “Yaşadığımız süreci Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmiş olmasının ortaya çıkardığı mevcut durum, milletin kararlılığıyla önlenen 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimi, başkanlık sistemi tartışmalarının geldiği son nokta ve küresel güçlerin bölgemizde kurmak istedikleri yeni denklemler gibi faktörlerin üzerinden değerlendirildiğinde, sistem değişikliğinin kaçınılmaz olduğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Bu anlamıyla, Türkiye’nin tam bir eşikte olduğu söylenebilir. Ya bu eşiği aşıp bölgesel güç olmak için Yeni Türkiye’yi kuracağız ya da içe kapanma anlamına gelen ve bize dayatılan kaderi yaşamaya devam edeceğiz.
Türkiye’nin bu süreci aşması için durumun ne anlama geldiğini somutlaştırmakta yarar var. Bütün enerjinin toplumun talep ettiği, devletin de ihtiyaç duyduğu iç reformlara yöneltilmesi, reformların hayata geçirilmesine ilişkin yasal düzenlemelerin yapılması, devletin bu reformlar doğrultusunda dönüştürülmesi ve bunların sonunda da tüm unsurlarıyla halkla bütünleşmiş bir yapıya evirilmesidir. Yani mevcut sistemin ve devletin, çağın koşulları ve toplumsal taleplerin gerektirdiği değişimi karşılayarak, bölgesel bir aktöre dönüşmesidir.
Başkanlık sistemine ilişkin değişikliği devletin demokratik dönüşümünün hayata geçirildiği, iç meselelerin tümünün toplumsal talepler doğrultusunda çözüldüğü, askeri, mali, siyasi ve sosyal reformların tamamlandığı, Yeni Türkiye’nin kendi kodlarıyla birlikte kurumsallaştığı, siyasal coğrafyamızla bütünleşme açısından kurucu bir aklın devreye konulduğu reel altyapısı olan ülküye ulaşmanın ilk adımı olarak değerlendirmek gerekir. Bu sürecin taşıyıcı aracı ise halkın siyasal tercihini oluşturan AK Parti’dir. Yaşadığımız sürecin taşıyıcı aktörü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Çünkü Müslüman halkları ve Osmanlı’yı tümden imha girişimini, yani 200 yüz yılı aşan makus talihin, tersyüz edilebileceğini gösteren bir özgüveni ve kadim misyonu temsil etmektedir” ifadelerini kullandı.
Kaynak: iha